BASINA VE KAMUOYUNA
21.01.2013
tarihinde başta CHD üyeleri olmak üzere çok sayıda meslektaşımıza yönelik adli
soruşturma başlatılmış ve bu soruşturma kapsamında gözaltı/tutuklama kararı
verilmiştir.
Gözaltına alınan ve
bu kapsamda tutuklanan meslektaşlarımızı “Ağrı Barosu” olarak yakinen
tanımaktayız. Savunma makamı olarak girdikleri davalar (Engin Çeper Davası, Diyarbakır
KCK Ana Davası, Soner Çankal Davası, Birtan
Altınbaş Davası, Öğrenci Davaları, vs) ve
bu davalara ilişkin müşteki profilleri ve bu davalardaki savunma reflekslerine
bakıldığında soruşturmanın adil bir noktada yürüyemediğini ve yürüyemeyeceğine
dair ciddi şüphelerimiz bulunmaktadır.
Basına yansıyan
ifadeler ve savunmalar bir bütün değerlendirildiğinde CMK’ da belirtilen usul
hükümlerine riayet edilmediği, avukat bürolarında arama esnasında savcı ve baro
temsilcisinin bulunmadığı veya daha sonra geldiği, kapıların kırıldığı,
gözaltına alınan bir kısım meslektaşımızın sözel ve fiziki şiddete maruz
kaldığı ve bu konuda meslektaşlarımızın şikâyet haklarını kullandığı
anlaşılmaktadır. Tarafsız ve bağımsız olması gereken adli makamların bu
noktalarda da meslektaşlarımıza yönelik bu eylemleri sergileme cesaretini
ortaya koyan kişilere yönelik bir soruşturma başlatması yasaların gereğidir.
Savunma örgütüne
yönelik kitlesel gözaltı ve tutuklama kararı hak arama özgürlüğünü ortadan
kaldırdığı gibi savunma makamını itibarsızlaştırmadır. Savunma makamına yönelik
kamuoyu nezdinde olumsuz bir algı yaratmadır. Soruşturma devam ederken bir
meslektaşımızın yurt dışında olması ve kaçma şüphesini ortadan kaldıracak
şekilde gelip soruşturmayı yürüten birimlere ifade vermesinin akabinde tutuklanması
“tutuklama tedbirine yönelik hukuksal bir tartışmayı” beraberinde getirmelidir.
Hiçbir demokratik hukuk devletinde usul hükümleri esas hükümlere feda edilemez
ve yine bu eksende katıldığı iddia edilen hiçbir panel/toplantı/seminer illegal
faaliyet olarak lanse edilemez. Meslektaşlarımıza yönelik dünyanın hiçbir
yerinde eşi benzerine rastlanmayan kolluk metotları ile uygulanan hukuk dışı,
totaliter ve baskıcı yaklaşımların da hesabı sorulmalıdır. Tüm bu bilgiler
ışığında bu soruşturmanın “Ağrı Barosu” olarak
takipçisi olduğumuz belirtmek isterim.
Kamuoyuna Saygıyla
Sunulur.
AĞRI BARO BAŞKANI
AVUKAT
ALİ ARTUK