ORDU, GİRESUN, AKSARAY, URLA VE FETHİYE İL VE İLÇELERİNDE BDP/HDP SEÇİM BÜROLARINA YAPILAN SALDIRILARLA İLGİLİ BAROMUZ VE MESLEK KURULUŞLARI İLE ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
BASINA VE KAMUOYUNA
30 Marta Seçimlerine
ilişkin Türkiye’ nin birçok bölgesinde seçim
çalışması yürüten, BDP/HDP çatısı
altında siyaset yapan, Kürt siyasal hareketi kadrolarına yönelik Ordu, Giresun, Aksaray, Urla ve Fethiye başta
olmak üzere birçok yerde sistemli
bir şekilde ırkçı ve etnik temelli saldırılar gerçekleşmiştir. Gerek
siyasetçilere yönelik, gerek bölgede
yaşayan Kürt vatandaşlarımızın mülkiyet hakkına ve yaşam hakkına yönelik
gerçekleşen menfur saldırıları kaygıyla izlemiş bulunmaktayız. Demokratik
siyaset yapma hakkını, mülkiyet hakkını, yaşam hakkını hiçe sayan bu anlayışı
kabul etmek mümkün değildir.
Irkçı saldırılarda polisin, mülki idare amirlerinin ve
yerel yöneticilerin yaklaşım tarzları, saldırgan kitle ile olan söylemleri/diyalogları
en az bu saldırılar kadar dehşet vericidir. Yaklaşımlar ırkçı kitleye cesaret
vermiş, kendisine müdahale edilmediği hissine kapılan şiddet eğilimli odaklar
saldırılarına devam etmiştir.
Bir taraftan itfaiye görevlilerini çağırıp; HDP ilçe
teşkilat tabelasını indirip yerine Türk bayrağını asan belediye başkanı, diğer taraftan saldırganlara “ sabah size
müdahale etmedim, bir şey demedim” diyen kolluk amirinin yaklaşımı ve ilçelerde
görev yapan Kaymakamların tutumu son derece problemli olup; haklarında adli ve
idari işlem yapılmasını gerektirir tarzdadır. Bu durumda gerek yerel adli
makamların ve gerekse İç İşleri Bakanlığının devreye girmesi ve hukuku
işletmesi gerekmektedir.
Basında edindiğimiz bilgiler saldırganların hiçbirisine
yönelik yasada bulunan tedbirlerin uygulanmadığı yönündedir. Bu bölgelerde taş
atan çocuklara yaşları ile orantılı ceza veren yargının, aynı eyleme imza atan bu kesimler hakkında ciddi
koruma tedbirleri uygulamaması en hafif tabir ile çiftte standarttır. Hukuk
devletlerinde toplumsal bir olay karşısında “saldıran ve saldırıya uğrayan
kişinin” etnik kökenine, inancına ve
ideolojik yaklaşımlarına asla önem verilmez. Hukuka ve kanuna aykırı eylemlerin
varlığı durumunda saldırıyı gerçekleştiren her kim olursa olsun yargı ve devlet
organları bunun hesabını sormak durumundadır. Irkçılığa, nefret söylemine karşı demokrasi
güçlerini, aydınları, tüm siyasi parti yetkililerini olayı kınamak üzere göreve
davet ediyoruz.
Hiç kimse barış sürecinde Kürt Halkını şiddet sahasına çekemeyecektir. Kürt Halkının bu
bölgelerde aynı refleksi ortaya koymasının isteyen ırkçı saldırganlar ve
onların azmettiricileri amaçlarına ulaşamayacaktır. Kürt Halkının bölgedeki
sağduyusu, politik duruşu, tavrı, barış sürecindeki kararlı duruşu, eşit
vatandaşlık temelinde bir arada yaşama isteği ve demokratik refleksi bu kirli
amacı boşa çıkaracaktır.
Demokratik hukuk devletlerinde olmaması gereken bir tablo
ile karşı karşıya bulunmaktayız. Seçim güvenliğini ve seçim düzenini sağlamakla
yükümlü kesimler mevzubahis “Kürtler” olunca demokratik hak
kullanımını, düşün özgürlüğünü, demokratik
değerler manzumesini, kişi hakları ve kişi güvenliğini, hukukun üstünlüğü
kavramlarını hiçe saymakta ve bu kavramların içini boşaltmaktadır. Hukuk
herkese lazımdır. Her kesimin sığınacağı liman hukuktur. Hukukun farklı
uygulanması vatandaşın devlete olan güvenini, bağını ve saygısını zedeler. Bu
durumda siyasal iradenin; seçimlerin
demokratik bir zeminde, hukukun temel ilkelerine bağlı kalarak gerçekleştirmesi
gerekmektedir. Devletin anayasa ile teminat altına alınmış can ve mal güvenliğini
sağlamakla yükümlü olduğunu ifade ederek, bir takım yerlerde Kürt siyasetçilere
ve Kürt vatandaşlarımıza /kardeşlerimize yönelik bu saldırıları şiddetle kınıyoruz.
AĞRI
BAROSU BAŞKANI AĞRI TİCARET
VE SANAYİ ODASI BAŞKANI
AVUKAT ALİ ARTUK SAİM ALPASLAN
AĞRI
ZİRAAT ODASI BAŞKANI AĞRI ŞOFÖRLER VE
OTOBOMİLCİLER
YAVUZ AYDEMİR ESNAF ODASI BAŞKANI
CEZMİ ALPASLAN
AĞRI
TABİPLER ODASI BAŞKANI
DR.A.VAHAP ÖZAY