DİYADİN OLAYLARINA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASIDIR

             AĞRI ili Diyadin ilçesinde 12.08.2015 tarih saat 22.00 sıralarında meydana gelen ölümlü ve yaralamalı hadiseye ilişkin olarak Yönetim Kurulu Üyemiz Av. Ertaç Şahin ile birlikte başta yöre halkı olmak üzere, belediye çalışanları, belediye eş başkanları, ölen Muhammet AYDEMİR’ in aile avukatları ve babasının müşteki olarak Diyadin Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğu müracaat ve olay yerinde yaptığımız harici araştırma ve incelemeye  dair tespitlerimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz.  Şöyle ki;  

1-Ağrı ili Diyadin ilçesinde 12.08.2015 tarihinde gece saat 21:30/22:00 sıralarında PKK’ li militanlar ile asker arasında bir çatışma yaşanıyor. Bu çatışmada bir kişi öldürülüyor. Bu olayın meydana geldiği güzergâh ile iki çocuğun yaşamını yitirdiği güzergâh arasında tam bir tezatlık bulunmaktadır. Dolayısıyla her iki çocuğun ölümü “çatışma arasında kaldılar” cümlesi ile izah edilemez ve edilmemelidir.

2-Olayda yaşamını yitiren Orhan Aslan(18) ve Muhammet AYDEMİR(14) fırında çalışan iki işçi olup, hiçbir yapı ile ilişkili olmadıkları tarafımızca gözlemlenmiştir. Zira Muhammet AYDMİR’ in müşteki olan babasının Diyadin Cumhuriyet Başsavcılığında ki beyanı dikkatte alındığında;  oğlunun bırakın örgüt üyesi olmayı legal ve anayasal bir parti olan HDP ile dahi siyaseten bir ilgisinin olmadığını ifade etmesi karşısında bu şahısların sivil ve savunmasız olduklarına ilişkin başka bir izahata gerek yoktur kanaatindeyiz.    

3-Diyadin ilçesinde başta adliye çalışanları ve fırın işletme sahibi dâhil olmak üzere bütün bir yöre halk dinlendiğinden ve teknik veriler analiz edildiğinde;  ölen iki kişinin sivil ve savunmasız birer kişi oldukları vicdani kanaatine bizi ulaştıracaktır. Kaldı ki;

4-Her iki çocuğun cesetlerinin bulunduğu fırına ait odunluk, odunlukta bir çatışma emaresinin bulunmaması, odunluk kapısının zorlanmaması, kırılmaması, kurşun izlerinin olmaması ölen küçük çocuklardan Muhammet AYDEMİR’ in babasının aynı gün Diyadin Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğu müracaat ve bu müracaatta çatışmanın meydana geldiği saatte oğlunu cep telefonu ile  arayarak “dışarıda çatışma var sakın dışarı çıkma” şeklindeki telkin ve beyanı, çocuğun lise öğrencisi olması ve halen okul okuması birlikte değerlendirildiğinde bu şahısların vardiyalı olarak  iş yerinde çalışmak üzere orada bulundukları ve bir şekilde öldürüldükleri tartışmadan varestedir. Dolayısıyla yaşamlarını yitiren her iki küçük çocuğun ölümlerini ört bas etmek için sözde bir örgütle ilişkilendirilip soruşturmanın kapanmaması ve kapatılmaması temennimiz bulunmaktadır.

5-Diyadin Cumhuriyet Başsavcılığı ile yapmış olduğumuz görüşmede Ağrı Barosu olarak bu soruşturmanın takipçisi olacağımızı bütün boyutları ile birlikte etkili bir soruşturma yürütülmesi gerektiği, bütün sorumlulardan hukuken hesap sorulması ve sorumluluğu tespit edilenlerin mutlaka cezalandırılması gerektiğini belirttik. Aksi takdirde “yaptığım yanıma kar kaldı” anlayışı ile hareket eden kolluk ajanlarının buna benzer vakaların altına imza atabilme tehlikesinin her zaman mevcudunu koruduğunu belirtmek isteriz. Bedeli ve sonucu ne olursa olsun yaşam hakkını hiçe sayan bu anlayış karşısında duracağımızı ifade etmek isteriz.         

6-Ağrı Barosu olarak daha önce yaptığımız bütün açıklama ve değerlendirmede vardığımız sonuç tüm tarafların çatışmasızlık iklimini yaratmaları, sivil demokratik siyaseti önceleyen bir yaklaşımı hayata geçirmelerinin gerekliliğidir. Aksi takdirde “Eski Türkiye’ de” yaşanan ve buna benzer birçok hadise ile karşı karşıya kalabiliriz. Saygılarımla